Çocuğun Gözyaşları


Bu yazı sana gelecek baba, sen okumasan da sana gelecek, benim içimden geçecek, öyle gelecek.

Çocuğa ceza vermiyorsunuz böyle tepenize çıkıyor dedin bana özetle. Sonra çocuğuma, "yaramazlık yaptığın için TV açılmayacak, anladın mı" dedin, sonra anlamasını bekledin, sonra onun ağzından duyduk bu sözcükleri "yaramazlık yaptığım için" dedi. Daha yaramazlık ne bilmezken, aldığı cezayla oturdu aşağıya, bak anladı dedin. Hiçbir şey anlamadı aslında.

Sen bilmiyorsun dedin bana, "çocuğun gözyaşlarına aldanmak aptallıktır" diyen bir kitaptan bahsettin bana ısrarla.  Hatta çocuğum yemeğini itirazsız ve bir kerede yemediğinde gittiğim okulla alay edip, "o okulda öğretmiyorlar mı bunu size?" dedin, dilim dönmedi çocuk gelişimi okulunda çocuğun öncelikle bir birey olduğunu anlatmaya çalıştıklarını anlatmaya.

Kızmak da anlamlı değil aslında. hepimiz miras alıyor ve miras bırakıyoruz ister istemez anababalarımızdan çocuklarımıza. Ama bilmiyoruz açtığımız tüm yaraları karşılıklı.

Hayatta basket atamazsın dediğin bir pota vardı mesela, ne kadar üzüldüğümü bilirim bugün gibi, ve korktuğumu, atmaya çalışıp atamazsam hissedeceğim düş kırıklığını. Nasıl günlerce atmaya çalıştığımı gizli gizli ve bir gün nasıl da girdiğini topun o potadan, nasıl sevindiğimi, kendime geldiğimi. Koşup sana söylediğimi, senin de "hm öyle mi" deyip geçtiğini. Benim içimden tren geçtiği gün nasıl öyle bir lafla geçiştirdiğini.

Çocuğuma bakıp "daha yapamazsın sen bunları, henüz o yaşa gelmemişsin" dediğinde hatırladım bunları sanırım.

Legodan yaptığınız "kule"ye, o beş dakika sonra "kayık" deyip onu kayık gibi yüzdürürken ve sen onu ikaz ederken hatırladım. "Kayık değil o, kule" diye ısrarla düzeltirken.

Elim erdiğince okuyorum nasıl anne baba olunur diye, ve tek bir şeye inanıyorum canı gönülden. İncitmeden, kırmadan, ne kendine güvenini, ne hayallerini, büyütmek istiyorum onları, mümkünse kendimi de bundan sonra.

Neyden nasıl etkilendiysem dün, deli gibi bağırdım oğluma, odana git çabuk dedim. Gece yatarken yine bağırdım, neden, söz dinlemediği için.  Ağlamamak için kendini zor tutarak, dolu gözlerle ve tane tane bana "sen öyle bağırdığında ben çok korktum" dedi üçbuçuk yaş. Taş olup ezdi beni yine. Yine kendi hayvanlığıma saydırdı beni.

İçimde bir hayvan var dedim, nerden geldi nasıl oldu, neyden kimden miras bilmiyorum, ama bekliyor kuytularda. Anca çocuk korkutmaya yetiyor belli ki, hem de çok.

Çocuğun gözyaşları külçe kadar ağır baba, benim çocuklarımın gözyaşları benim kollarım için çok ama çok ağır. O yüzden, ben bana iyi gelen şekilde yetiştireceğim onları, bana hizmet etmeleri için, hayatımı kolaylaştırmaları için değil; beraber yürümek için, beraber öğrenmek için, bana her yaşlarında korkmadan sarılabilmeleri, ve oturup konuşabilmeleri için. Tüm dualarım bununla benim, bana ihtiyaçları olduğunda duyabilmemin nasip olması için....



Yorumlar